KADINLIĞA VE ANNELİĞE MODERN BAKIŞ: WORKIN' MOMS
- dilaraturgutt
- 24 Tem 2021
- 2 dakikada okunur

Anne denilince aklınıza ne geliyor? “Fedakar”, “Özverili”, “Cefakar”.. Yemeyip yediren içmeyip içiren, dört kişilik bir ailede üç dilimlik pasta varsa “ben pasta sevmem” diyen analar, analarımız..
Çağlar boyu süregelen toplumsal cinsiyet rolleri sebebiyle hepimizin kafasında oluşan bir “anne” ve “kadın” imgesi mevcut. Öyle ki kadınlığın annelikten ayrı düşünülmesi toplumumuzun bir kesimi tarafından hala yadırganan bir durum. Dünya üzerindeki atmosfer de böyleyken, 2017 çıkışlı Kanada yapımı dizi, annelik ve kadınlık hakkında çığır açıcı bir senaryoyla izleyici karşısına çıkıyor.
Dizi dört ana karakter üzerinden ilerliyor. Kariyer hedefleri yüksek, hırslı ve işinde de oldukça başarılı karakter Kate, kız çocuğu ile olan ilişkisi oldukça dalgalı ilerleyen psikolog Anne, psikolojik sorunlar yaşayan lezbiyen bir anne olan Frankie ve bebeğiyle bağ kurmakta zorlanan bir anne olan Jenny. Bu dört karakter üzerinden anneliğin hayattaki diğer kimlikler ve personalar içerisinden yalnızca bir tanesi olduğunu ve her kadının anneliği mükemmel bir şekilde icra etme zorunluluğun bulunmadığı fikrini oldukça eğlenceli bir senaryo ile izleyiciye aktarıyor.
Dört yakın kadın arkadaşın yalnızca annelik üzerinden işlenmemesi de takdire şayan. Türk dizilerinden oldukça aşina olduğumuz kadınların yalnızca diğer kadının rakibi, düşmanı veya bir erkeğin eşi/sevgilisi olarak senaryolaştırıldığı düzenden, merkeze dört kadının birbiriyle olan ilişkisini koyan bir diziye geçmek kültür şoku yaratıyor. Virginia Woolf’un “Kendine Ait Bir Oda” kitabında da dile getirdiği bu fikir, Workin’ Moms’ın dizi tarihindeki önemini görmek açısından değerli:
“Kadınlar arasındaki bütün bu ilişkiler, diye düşündüm, kurmacalardaki kadınların muhteşem geçit törenini hatırlayarak, fazla basit. Ne kadar çok şeye değinilmemiş, ilgilenilmemişti. Okuduklarım arasında, iki kadının arkadaş olarak sunulduğu bir örnek olup olmadığını hatırlamaya çalıştım. Yunan tragedyalarında bu kadınlar sırdaş. Ara sıra da anne ve kız evlat. Ama hemen hemen her zaman erkeklerle ilişkileri bağlamında gösteriliyorlar.
… Örneğin erkeklerin edebiyatta asla erkeklerin arkadaşları, asker, düşünür, hayalperest olarak değil de sadece kadınların sevgilileri olarak temsil edildiğini varsayın; Shakespeare’in oyunlarında ne kadar az yer verilebilirdi onlara; edebiyat nasıl da çekerdi bunun acısını! Othello’dan pek bir şey eksilmezdi; Antonius’tan da öyle; ama ne Sezar olurdu, ne Brutus, ne Hamlet, ne Lear ne de Jaques – edebiyat inanılmaz derecede yoksullaşırdı, tıpkı kadınların suratına kapatılan kapılar yüzünden edebiyatın ölçülemeyecek derecede yoksullaşması gibi.”

Dizinin arka planda verdiği mesajların didaktik bir dille aktarılmadığını söylemek gerekir. Dizi oldukça eğlenceli, komik ve kendine özgü espri tarzı olan karakterler üzerinden işleniyor.
Ortalama 20 dakikalık bölümlerden oluşan 5 sezonu bir yandan bitirmek isterken, bir yandan hiç bitmesin isteyeceksiniz.
Comments